mai ve küreselleşme karşıtı çalışma grubu

 

DTÖ 6.Bakanlar Konferansı Bilgi Notu

Türkiye MAİ ve Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubu

7 Aralık 2005

 

2001 yılında Doha’da başlayan “Kalkınma Raundu” çerçevesinde yapılacak DTÖ 6. Bakanlar Konferansı 13-16 Aralık 2005 tarihlerinde Hong Kong’da toplanıyor.

Toplantı gündeminde yer alan konu başlıkları arasında;

-GATS-Hizmet Ticareti Genel Anlaşması,

-NAMA-Tarım Dışı Piyasalara Giriş Anlaşması,

-AoA- Tarım Anlaşması,

-Ticaretin Kolaylaştırılmasına ilişkin Anlaşma ve

-Kalkınma Konuları

bulunuyor.

Ancak, 26 Kasım Cumartesi günü açıklanan DTÖ 6. Bakanlar Konferansı Taslak Metni (www.wto.org ), bu konferansta hizmetlere görece daha büyük bir önem verileceğini ve GATS’ın 2000 yılında başlayan 2. tur müzakerelerinin önümüzdeki dönemde hızlandırılacağını ortaya koyuyor. Özellikle, taslak metinde diğer konu başlıklarından farklı olarak GATS’la ilgili bölümün bir durum raporu olmak yerine, DTÖ Bakanlarının aldığı belirtilen “kararlar”dan oluşan nihai ifade bu tespitimizi doğruluyor. Oysa, hizmetlerle ilgili bölümün üyeler tarafından kaleme alınmadığı ya da üyeler arasında bu konuda bir konsensusa ulaşılmadığı, tersine, karar alındığı belirtilen konuların son derece çekişmeli ve karşıtlıkların söz konusu olduğu konular olduğu da gelen bilgiler arasında(twn, Nov.2005). Hizmetler alanındaki bu emrivaki girişimin, Hong Kong Bakanlar Konferansını kilitleyebileceği belirtiliyor. Öte yandan, gerek NAMA gerekse tarım anlaşmalarında metinde yer alan bölümler, tamamen rapor niteliğinde ve herhangi bir kesinlik taşımıyor. Bu anlamda, her ne kadar Hong Kong’da yeni kararlar alınabilecek olsa da NAMA ve Tarım konularında en azından şimdiye kadarki müzakereler çerçevesinde bağlayıcı bir karar alınması mümkün değilken; GATS için durum oldukça farklı ve riskli.

Tekrar GATS ile ilgili bölüme dönecek olursak, metinde gelecekte yapılacak müzakerelere yön vermeyi amaçlayan, işleyişe yönelik pek çok unsur bulunmasının yanı sıra üye devletler de yeni ve daha ileri düzeyde taahhütler vermeye mecbur ediliyor. Afrika, Asya ve Karayip gruplarının ısrarlı itirazlarına rağmen, metinde, üye devletlerin ekseriyetli müzakereler için taahhütte bulunmaları, farklı hizmet sunum biçimleri (Mod 1, 2, 3 ve 4)altında niteliksel taahhütler vermeleri ve özellikle de hükümet satın almalarının kuralları açısından bir çerçeve belirlemeleri isteniyor. Metnin “C” ekinin ilk paragrafında, sınır ötesine hizmet arzı (mod 1); hizmetin yurt dışında tüketilmesi (mod 2) konularında daha ileri düzeyde liberalizasyon taahhütleri istenirken; yabancı hissedarların katılım düzeylerinin arttırılması ve ticari varlık oluşturma (mod 3) açısından tüzel kişilik tiplerinde daha büyük bir esnekliğin tanınması bekleniyor.

2004 Temmuz’unda, gelişmekte olan ülkelerin direnci karşısında kaldırılan 3 Singapur konusundan biri olan “hükümet satın almalarında şeffaflık” konusu, hizmetlerde hükümet satın almaları alanında, piyasalara girişi de kapsayacak şekilde geniş bir çerçevede ele alınıyor. Metnin GATS’la ilgili 7. paragrafında “ekseriyetli yaklaşım” daha da güçlendiriliyor. Şimdiye kadar iki ülke arasındaki teklif ve taahhütler üzerinden yürütülen GATS sürecinde, bu yöntem yerine “ekseriyetli yaklaşım” getiriliyor. Böylece, bir veya birden fazla üye devlet, belli bir sektörde, herhangi bir hizmet sunum biçimi altında talepte bulunduğunda, bu taleplerin karşı tarafındaki üyeler ekseriyetli müzakerelere girmek zorunda kalacak. Ekseriyetli yaklaşımın büyük hizmet şirketlerinin ticaret olanaklarını daha da genişleteceği ve devletlerinin yardımı ile diğer üye devletler üzerindeki baskılarını arttırarak başta finans, telekom, enerji, dağıtım vb. sektörler olmak üzere tüm hizmet alanlarındaki liberalizasyon taahhütlerini daha da arttıracakları belirtiliyor (twn. Now.2005).

Taslak metnin, Tarım Dışı Piyasalara Giriş Anlaşması-NAMA ile ilgili kısmında da gelişmekte olan ülkelerin sanayi ve hizmet ürünleri ithalatı sırasında uygulamakta oldukları gümrük vergilerinin en yüksek oranlarda düşürülmesi için önümüzdeki süreçte ciddi baskılar uygulanacağının bütün işaretlerini bulmak mümkün. NAMA müzakerelerinde en kritik konu ve dolayısıyla pazarlıkların üzerinde düğümleneceği alan gümrük indirimlerinin hangi formül esas alınarak yapılacağı. Metinde, üye devletlerin iki ayrı yaklaşımdan oluşan İsviçre Formülasyonuna yoğunlaştıkları belirtiliyor ve Karayipler grubunun önerisinden hiç söz edilmiyor. İsviçre formülasyonunun birinci yaklaşımında sınırlı sayıda katsayıya göre indirim belirlenirken, ikinci yaklaşımda her ülkenin katsayısının temelde o ülkenin ortalama gümrük tarife oranına göre belirlenmesi öngörülüyor. Karayip ülkeleri ise, her ülkenin farklı kalkınma öncelikleri olabileceği görüşünden hareketle gelişmekte olan ülkelere ortalama gümrük tarife oranını baz alan ama bu orana eklenecek farklı kalkınma değişkenleri ile, her ülkeye, kendi durumuna göre daha yüksek katsayılar kullanarak gümrük indirim oranlarını daha düşük tutma şansı veren bir formülü öneriyor. Fakat, daha önce de belirttiğimiz gibi metinde bu yaklaşımdan hiç söz edilmiyor.

Metnin tarım anlaşması AoA ile ilgili bölümünde, gelişmekte olan ülkelerin sıkıntılarından hiç söz edilmiyor ve pamuk konusunda yaşanan uzlaşmazlığın da - pamuk üreticisi yoksul ülkelerin tüm itirazlarına karşın- tarım anlaşmasının bütünü çerçevesinde ele alınacağı belirtiliyor.

Ticaretin Kolaylaştırılmasına ilişkin anlaşma ile ilgili bölümde de gelişmekte olan ülkelerden bir dizi yeni, kapsamlı ve geniş taahhütte bulunmaları isteniyor. Bu bölüm de dahil olmak üzere metnin bütünü, az gelişmiş ve gelişmekte olan dünyanın önümüzdeki süreçte daha fazla borçlanmasının kaçınılmaz hale geleceğini gösteriyor. DTÖ 6. Bakanlar Konferansı Taslak metnini, dünya işçi sınıfı açısından yorumlayacak olursak, bu taslak metin olduğu şekliyle geçsin ya da geçmesin, örgütlü sınıf mücadelesi dışında her durumda işçi sınıfını daha fazla işsizlik, daha uzun çalışma süreleri, daha da geriletilmiş kazanımlar ve daha da kuralsızlaşmış bir iş organizasyonu bekliyor.